Ankara‘nın önde gelen çağdaş sanat merkezi CerModern, bu yıl sekizinci kez kapılarını Uluslararası SOLO Çağdaş Dans Festivali için açmaya hazırlanıyor. 30–31 Ağustos tarihlerinde CerModern’in etkileyici açık hava sahnesinde gerçekleşecek festival, bedenin tek başına ne kadar güçlü bir anlatı kurabileceğini gözler önüne seren performanslarla izleyiciyi buluşturacak.
Türkiye’nin en özgün festivallerinden biri olan SOLO, dansı yalnızca bir gösteri sanatı olarak değil; bir düşünce, keşif ve ifade alanı olarak konumlandırıyor. Bu yıl 13 farklı ülkeden 20 dans sanatçısını ağırlayacak olan festival, iki gün boyunca başkentin kültür sanat ajandasının en tepesinde yer alacak. Festival programı, çağdaş ve kavramsal solo dans performanslarının yanı sıra, sanatseverlerin ve dans profesyonellerinin bir araya geleceği atölye çalışmaları ve sanatçı buluşmalarını da içeriyor.
Festivalin koordinatörlüğünü Esma Meydan üstlenirken, program danışmanlığını ise Türkiye çağdaş dans sahnesinin önemli isimleri Deniz Alp, Özgür Adam ve Galip Emre yürütüyor. Festivalin küratöryel çizgisi, bireyin iç dünyasından yola çıkarak evrensel hikayeler anlatan, bedenin potansiyelini bir ifade aracı olarak sonuna kadar zorlayan işleri bir araya getirmeyi hedefliyor.
CerModern’in 15. Yılına Özel Bir Buluşma
Bu yılki festival, aynı zamanda CerModern’in 15. kuruluş yılına denk gelmesiyle de özel bir anlam taşıyor. 15 yıldır Ankara’da çağdaş sanatın yaşayan ve nefes alan bir merkezi olan CerModern, SOLO festivaliyle mekân ve sanat arasında kurduğu sürdürülebilir bağın altını bir kez daha çiziyor. Festival, izleyiciye sadece bir performans izleme değil, aynı zamanda o performans üzerinden düşünme ve duygudaşlık kurma deneyimi vaat ediyor.
Her yıl daha da güçlenerek sekizinci kez düzenlenen SOLO Çağdaş Dans Festivali, aslında Türkiye’de çağdaş sanatın ne kadar köklü ve inatçı bir damara sahip olduğunun en güzel kanıtlarından biri. Kalabalık prodüksiyonların ve dijital gürültünün hakim olduğu bir çağda, festivalin odağını inatla ‘tek bir bedene’ çevirmesi çok anlamlı. Bu, izleyiciyi tüm dikkatini sahnedeki tek bir sanatçının nefesine, hareketine ve anlattığı hikayeye vermeye davet eden samimi ve neredeyse meditatif bir deneyim. Bedenin, hiçbir söze, dekora veya efekte ihtiyaç duymadan ne kadar güçlü bir anlatı aracı olabileceğini bize hatırlatıyor. CerModern’in 15. yılıyla birleşen bu festival, sadece Ankara için değil, ülkenin dört bir yanından sanatseverler için de kaçırılmaması gereken bir buluşma. Bireyin en kişisel hikayesinin, nasıl evrensel bir duyguya dönüşebildiğine tanıklık etmek için eşsiz bir fırsat.