SpaceX‘in son görevinde Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) yollanan kargo, insanlığın geleceği için kritik bir umut taşıyor. Astronotların yanı sıra, bu kez istasyonun yolcuları arasında E. coli ve Salmonella gibi hastalıklara yol açan “gizli yolcular” da vardı. Bu bakteriler, Dünya’daki en büyük sağlık krizlerinden biri olan antibiyotik direncine karşı uzayda yeni bir çözüm arayışının parçası olacaklar.
İsrail’deki Sheba Tıp Merkezi ile ABD merkezli SpaceTango şirketinin yürüttüğü bu çığır açan deney, ağırlıksız ortamın, bakterileri doğal olarak avlayan ve “bakteriyofaj” olarak bilinen virüsler üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlıyor.
Hedef: Antibiyotik Direncine Karşı Uzayda Yeni Bir Silah
Deneyin arkasındaki temel fikir, Dünya’da giderek daha fazla ilaca karşı direnç geliştiren bakteriyel enfeksiyonlarla mücadele etmek için yeni yollar bulmak. Araştırmacılar, yerçekimsiz ortamın bakterilerin hastalık yapma gücünü (virülans) ve onları avlayan virüslerle olan ilişkisini nasıl etkilediğini anlamaya çalışacak. Boeing’den Scott Copeland’ın belirttiği gibi, bu araştırma, gelecekte uzay görevlerindeki astronotları antibiyotiklere ihtiyaç duymadan tedavi etme potansiyeli taşıyor. Ancak asıl büyük ödül, bu deneyden elde edilecek bilgilerin, Dünya’da antibiyotiklerin etkisiz kaldığı “süper bakteri” enfeksiyonlarına karşı yeni tedaviler geliştirilmesine öncülük etmesi. Deney kapsamında uzayda özel olarak büyütülecek bakteriler, daha sonra -80 derecede dondurularak Dünya’ya geri getirilecek ve buradaki kontrol gruplarıyla karşılaştırılarak genetik değişimleri analiz edilecek.
Uluslararası Uzay İstasyonu’na bakteri gönderme fikri, ilk bakışta bir bilim kurgu filmi senaryosu gibi dursa da, aslında bilimin en temel sorunlara en uç koşullarda yanıt arama çabasının somut bir örneği. Uzay, sadece keşfedilecek bir boşluk değil, aynı zamanda Dünya’da taklit edemeyeceğimiz eşsiz bir laboratuvardır. Yerçekiminin ortadan kalktığı bu ortam, virüsler ve bakteriler arasındaki o mikroskobik savaşı yepyeni bir gözle izleme ve belki de bakterilerin zayıf noktalarını keşfetme fırsatı sunuyor. Antibiyotiklerin iflas etme tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuz bu çağda, bilimin çözümü ‘doğanın kendi avcılarında’ yani virüslerde araması ve bu araştırmayı uzaya taşıması, insanlığın karşılaştığı en büyük zorluklar karşısında pes etmediğinin, aksine daha da yaratıcı ve cesur adımlar attığının bir göstergesi. Bu deneyden çıkacak sonuçlar, belki de hem uzaydaki astronotların hem de Dünya’daki milyonlarca hastanın geleceğini şekillendirebilir.