MotoGP‘de sezonun ilk yarısını adeta domine eden ve yaz arasına ezici bir üstünlükle giren fabrika Ducati pilotu Marc Marquez, şampiyonluk yolundaki zihniyetini ve rakiplerine karşı olan yaklaşımını net bir dille ortaya koydu. Üst üste beş yarış hafta sonunda hem sprint hem de ana yarışı kazanarak inanılmaz bir galibiyet serisi yakalayan İspanyol pilot, hedefini sadece kazanmak olarak değil, rakiplerini zihinsel olarak da alt etmek olarak belirlemiş durumda.
“Bu Şampiyonluğu Kaybedebilecek Tek Kişi Benim”
Sezonun ilk yarısındaki performansıyla rakiplerine nefes aldırmayan Marquez, şampiyonluk baskısını nasıl yönettiğini şu iddialı sözlerle açıkladı: “Şampiyonluğu nerede ya da ne zaman ilan edeceğimi söylemeyeceğim. Gerçekten de sezona yaz arasından sonra şöyle bakıyorum: Bu şampiyonluğu kaybedebilecek tek kişi benim.” Bu sözleriyle, en büyük rakibinin yine kendisi olduğunun altını çizen Marquez, risk yönetimi ve kazanma içgüdüsü arasındaki dengeyi de “Eğer bir şeyleri yönetmemiz gerekirse yönetiriz. Ama kazanabileceksek, kesinlikle kazanmayı deneyeceğiz,” diyerek özetledi.
“Oyun Oynamak İstemiyorum, Saygı Pistte Kazanılır”
Modern MotoGP’nin aerodinamik yapısı nedeniyle önde olmanın önemine dikkat çeken Marquez, rakipleriyle taktiksel “oyunlara” girmekten kaçındığını belirtti. “Eski MotoGP’de bir sürücüyü takip etmek daha kolaydı. Ama şimdi, aerodinamik nedeniyle birinin arkasında sürmek gerçekten konforsuz. Ben bu şekilde devam etmeye razıyım, türlü oyunların içine dahil olmak istemiyorum. Çünkü oyun oynarsan, bazen yanarsın,” diyen efsanevi pilot, asıl hedefini ise şu sözlerle ortaya koydu:
“Bir yarışçı olarak hedefin budur: Rakiplerinin yarışa zihinsel olarak mağlup başlamasını sağlamak. Ama bu çok zor bir şey. Aslında aradığın şey, onların sana… korku demeyeceğim ama saygı duyması. Bu da mikrofon başında değil; antrenmanlarda ve yarışlarda, hep en önde olarak kazanılır.”
Marc Marquez‘in bu sözleri, aslında sezonun ilk yarısında pistte sergilediği acımasız hakimiyetin bir manifestosu niteliğinde. Bu, sadece ‘hızlıyım ve kazanıyorum’ demek değil, ‘zihninizi de kazanıyorum’ demenin ilanı. Marquez, şampiyonluğun sadece matematiksel bir puan tablosu olmadığını, aynı zamanda rakiplerin zihninde kurulan psikolojik bir üstünlük olduğunu biliyor. ‘Oyun oynamak istemiyorum’ derken, aslında en büyük oyunu kendisinin oynadığını itiraf ediyor: Rakiplerini, daha start ışıkları sönmeden, padoğa ‘bugün ikinci olursam iyidir’ düşüncesiyle getirmek. Bu, yeteneğin ve hızın ötesinde, bir ‘katil içgüdüsü’dür. Yaz arasından dönerken yapılan bu açıklama, rakiplerine gönderilmiş net bir mesaj: Tatil bitti ve pistlerin ‘Zihin Efendisi’ geri döndü. Ve amacı sadece yarışı değil, rakiplerinin umudunu da kazanmak.