Dün akşam (10 Ağustos Pazar) merkez üssü Balıkesir’in Sındırgı ilçesi olan 6,1 büyüklüğündeki deprem, geniş bir coğrafyada şiddetli bir şekilde hissedilirken, sarsıntının artçı etkileri ve yarattığı hasar da gün yüzüne çıkmaya başladı. Depremin ardından Aydın’dan gelen bir görüntü, deprem gerçeği ve yapı stokumuzun durumu hakkında endişeleri bir kez daha alevlendirdi.
Kuşadası-Söke Yolu Trafiğe Kapatıldı
Sarsıntının ardından, Aydın’da yoğun olarak kullanılan Kuşadası-Söke kara yolunun Yaylaköy mevkisinde, yolda ciddi bir çökme meydana geldiği bildirildi. Çökme sonrası yolda derin çatlaklar ve yarıklar oluşurken, yetkililer olası bir faciayı önlemek amacıyla yolu hemen trafiğe kapattı. Bölgeye sevk edilen polis ve Karayolları ekipleri, yola uyarıcı levhalar koyarak güvenlik önlemi aldı. Kuşadası yönüne gitmek isteyen sürücüler, alternatif olarak Kirazlı mevkisine yönlendiriliyor.
Balıkesir depreminin merkez üssünden yüzlerce kilometre uzaktaki Aydın’da bir karayolunun bu şekilde çökmesi, aslında sadece 6,1 büyüklüğündeki bir sarsıntının sonucu değil, yıllardır süregelen denetimsizliğin, liyakatsizliğin ve ‘yol yaptık’ diye övünen zihniyetin de bir çöküşüdür. Bu fotoğraf, bize depremin değil, çürük yapıların, standartlara uymayan altyapının ve bilimi hiçe sayan müteahhit-siyasetçi ilişkilerinin öldürdüğünü bir kez daha tokat gibi yüzümüze vuruyor. Henüz can kaybı haberi gelmemiş olması tek tesellimiz. Ancak bu yol, ‘büyük felakete’ ne kadar hazırlıksız olduğumuzun da en somut kanıtı. Yollarımız bile bir sarsıntıya dayanamıyorken, binalarımızın durumunu düşünmek dahi istemiyoruz. Bu çöküntü, sadece bir asfalt yığını değil; aynı zamanda ranta, ihmale ve ‘kader planı’ diyerek sorumluluktan kaçanlara karşı duyulan toplumsal öfkenin de bir yansımasıdır. Unutmayalım, doğa sadece görevini yapar, asıl felaketi yaratan, insanın ihmalidir.