Türkiye’de aylardır gündemden düşmeyen fahiş kira ve konut fiyatları krizine karşı Ticaret Bakanlığı, emlak sektörüne yönelik yürüttüğü denetimlerin sonuçlarını açıkladı. Bakanlık, piyasanın üzerinde haksız fiyat artışlarına aracılık ettiği ve sahte ilanlar yayınladığı tespit edilen 1158 emlak işletmesine, bugüne kadar toplamda 137 milyon lira idari para cezası uygulandığını duyurdu.
Sahte İlanlara Karşı “Elektronik Doğrulama” Sistemi
Bakanlığın denetimlerdeki en büyük kozu, 2023 yılında devreye aldığı Elektronik İlan Doğrulama Sistemi (EİDS) oldu. Bu sistem, bir mülkün ilanını sadece o mülkün sahibinin, birinci ve ikinci derece yakınlarının veya mülk sahibi tarafından yetkilendirilmiş, yetki belgeli emlak işletmelerinin yayınlamasına izin veriyor.
Bu sayede yetkisiz ve kayıt dışı kişilerin, piyasayı manipüle etmeye yönelik sahte ilanlar girmesinin önüne geçilmesi hedefleniyor. Bakanlık, bu sistem üzerinden yapılan denetimlerle, haksız fiyat artışlarına aracılık eden işletmelere yönelik cezai işlemlerin devam edeceğini belirtti.
Ticaret Bakanlığı’nın emlakçılara yönelik bu ‘ceza şovu’, barınma krizinin altında ezilen milyonlarca vatandaşa ‘sorunla ilgileniyoruz’ mesajı verme çabasından öteye geçmiyor. Birkaç emlakçıyı günah keçisi ilan etmek, ne yazık ki sorunun devasa boyutlarını ve asıl sorumluları gizlemeye yetmiyor. Türkiye’deki fahiş kira ve konut fiyatlarının nedeni, birkaç fırsatçı emlakçı değil; ülkeyi kasıp kavuran yüksek enflasyon, TL’nin alım gücünün erimesi, ‘vatandaşlık karşılığı konut satışı’ gibi politikalarla yaratılan yapay talep ve yıllardır ihmal edilen sosyal konut politikalarıdır. İnsanlar, paralarının değerini korumak için betona sığınırken, hükümetin çözümü bu temel ekonomik yangını söndürmek yerine, dumanın çıktığı bacayı mühürlemeye çalışmak oluyor.
Kesilen 137 milyon liralık ceza, milyarlarca liralık rantın döndüğü bir sektörde devede kulak kalıyor. Bu palyatif ‘denetimler’, barınma krizinin kökenindeki ekonomik ve siyasi yanlışlar düzeltilmedikçe, vatandaşın derdine derman olmayacak, sadece gündemi bir süreliğine meşgul eden bir halkla ilişkiler faaliyeti olarak kalacaktır.