Citroën‘in şehir içi ulaşımına getirdiği minimalist ve elektrikli yorum olan Ami, piyasaya çıkışının beşinci yılında yepyeni bir yüze kavuştu. Dünya genelinde 70 binden fazla satarak bir mobilite çözümünden çok bir sosyal fenomene dönüşen Ami’nin makyajlanmış versiyonu, Ağustos ayı bitmeden Türkiye’de satışa sunulacak.
İlk kez 2024 Paris Otomobil Fuarı’nda tanıtılan yeni Ami, sempatik karakterini korurken, tasarımına daha dinamik ve “yaramaz” dokunuşlar ekliyor.
Beşinci Yaşında Yepyeni Bir “Bakış”
Makyajlanan Ami’nin en belirgin değişikliği ön yüzünde göze çarpıyor. Markanın yeni logosu, ön camın altındaki eğimli bölümde daha belirgin bir şekilde sergileniyor. En dikkat çekici yenilik ise “göz kapaklarını” andıran siyah bir tasarımla çevrelenen farlar oldu. Bu yeni far tasarımı, geniş bir gülümsemeyi andıran kabartmalı yeni bir parçayla birbirine bağlanarak Ami’nin neşeli ve eğlenceli “bakışını” güçlendiriyor.
Tamponun alt bölümü ise önceki nesle kıyasla daha keskin hatlara kavuşarak araca daha güçlü ve yola daha sağlam basan bir görünüm kazandırıyor. Citroën, Ami’nin yan cephesindeki çizgiyle de markanın efsanevi modeli 2 CV’ye selam göndermeyi ihmal etmiyor.
Şehir İçi Ulaşımın Pratik Çözümü
Ami, özgün tasarımının yanı sıra sunduğu pratik çözümlerle de öne çıkıyor. İki kişilik oturma kapasitesi, 45 km/saate kadar ulaşan hızı ve tek şarjla 75 kilometreye varan menziliyle, özellikle büyük şehirlerdeki günlük koşuşturmalar için ideal bir profil çiziyor. Standart bir ev prizinden kolayca şarj edilebilmesi ise onun en büyük avantajlarından biri olmaya devam ediyor.
Citroën Ami’nin bu ‘sevimli yaramaz’ tasarımı, aslında sadece bir estetik tercih değil, aynı zamanda temsil ettiği felsefenin de bir yansıması. Ami, ‘daha büyük, daha güçlü’ otomobil takıntısına karşı, ‘daha akıllı, daha pratik’ bir alternatif sunuyor. Özellikle İstanbul gibi her sokağı trafik, her köşesi park sorunu olan bir metropolde, Ami gibi bir çözüm kağıt üzerinde kusursuz görünüyor. Ne benzin derdi var, ne de devasa bir park yeri arama stresi. Bu, modern şehir insanının A noktasından B noktasına gitme ihtiyacına verilmiş minimalist ve zeki bir cevap. Ancak Ami’nin Türkiye’deki asıl sınavı, showroom’a girdiğinde belli olacak. Yüksek vergiler altında ‘erişilebilir’ kalmayı başarıp başaramayacağı, onun bir ‘sosyal fenomen’ mi, yoksa sadece belirli bir kesimin oyuncağı mı olacağını belirleyecek en kritik faktör. Umarız bu ‘sevimli yaramaz’, fiyatıyla da yüzleri güldürmeyi başarır.