Uzun bir günün ardından temiz çarşafların arasına girmek, pek çoğumuz için mutluluğun tanımıdır. Ancak o temiz ve güvenli sandığımız yatağımızda, aslında bizden başka milyonlarca görünmez misafir de konaklıyor. Yapılan bilimsel araştırmalar, yatak takımlarımızın bakteri, mantar, toz akarı ve virüsler için adeta bir cennet olduğunu ortaya koyuyor. Hatta bir haftadır yıkanmamış bir yastık kılıfı, ortalama bir tuvalet oturağından 17 bin kat daha fazla bakteri barındırabiliyor.
Görünmez Misafirler: Bakteriler, Mantarlar ve Toz Akarları
Yataklarımız, bu mikroorganizmalar için mükemmel bir yaşam alanıdır. Vücudumuzdan yayılan ısı, ter ve nefesimizden çıkan nem ile birleşince ideal bir ortam oluşur. Bu ortam, her gece döktüğümüz milyonlarca ölü deri hücresi, salya ve bazen de yediğimiz atıştırmalıkların kırıntılarıyla tam bir ziyafet sofrasına döner.
- Toz Akarları: En bilinen misafirlerdir. Döktüğümüz deri hücreleriyle beslenirler. Kendileri ve dışkıları, alerjileri, astımı ve egzamayı tetikleyebilir.
- Bakteriler: Hastane yataklarında yapılan bir araştırma, insan teninde sıkça bulunan ve bazen enfeksiyonlara yol açabilen Stafilokok (Staphylococcus) bakterileriyle dolu olduğunu göstermiştir. Evlerimizdeki yataklar da farklı değildir.
- Mantarlar: Özellikle yastıklarımız, mantarlar için adeta bir kuluçka merkezidir.
Yastığınızdaki Gizli Dünya: Asıl Tehlike Nerede?
Manchester Üniversitesi’nden Profesör David Denning ve ekibinin yaptığı bir araştırma, 18 ay ila 20 yıldır kullanılan yastıkların tamamında, özellikle toprakta yaygın olan Aspergillus fumigatus mantarının bulunduğunu ortaya koydu. Denning, “Her yastıkta milyarlarca, trilyonlarca mantar partikülünden bahsediyoruz” diyor. Geceleri başımızdan terlememiz, yastığın ısınması ve toz akarı dışkılarının mantarlara besin sağlaması, bu üreme için mükemmel koşulları yaratıyor.
Sağlıklı bir bağışıklık sistemine sahip insanların %99.9’u bu mantar sporlarını solumakla kolayca başa çıkabilir. Ancak astım, sinüzit gibi solunum yolu rahatsızlığı olanlar veya lösemi, organ nakli gibi nedenlerle bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler için bu mantar, yaşamı tehdit eden “işgalci aspergilloz” hastalığına yol açabilir.
Ne Sıklıkla Yıkamalı, Ne Zaman Değiştirmeli?
Peki bu görünmez tehlikelere karşı ne yapabiliriz? Uzmanların tavsiyeleri oldukça net:
- Çarşaflar ve Nevresim Takımları: Çoğu uzman, yatak takımlarının haftada bir yıkanmasını tavsiye ediyor. Yıkama sonrası yapılacak bir ütü de kalan bakterilerin büyük bir kısmını öldürmeye yardımcı olur.
- Yastıklar: Yıkamanın mantarları tamamen öldürmediği ve hatta yastığı nemli bırakarak üremeyi artırabileceği göz önüne alındığında, uzmanların önerisi değiştirmekten yana. Sağlıklı bir bireyin yastığını her iki yılda bir değiştirmesi önerilirken; astım, sinüzit veya alerjisi olan kişilerin bu süreyi üç ila altı ayda bire indirmesi gerekiyor.
Yatağınızı Kirleten Diğer Alışkanlıklar
Yatak takımlarınızın kirlenme hızını artıran bazı faktörler de var. Yatakta evcil hayvanlarla uyumak, duş almadan yatağa girmek, yatakta yemek yemek veya makyajla uyumak, yatağınızdaki mikrop sayısını katlayarak artırır. Eğer yatakta yemek yeme alışkanlığınız varsa, haftada bir yıkamanın bile yeterli olmayabileceği belirtiliyor.
Tüm bu bakteri, mantar ve akar hikayeleri, yatağımızı bir korku filmi sahnesine çevirmemeli elbette. Unutmamak gerekir ki, insan vücudu zaten trilyonlarca mikroorganizmayla birlikte yaşayan bir ekosistem. Buradaki asıl mesele, steril bir ortam yaratmak değil, bu görünmez misafirlerin sayısını, sağlığımızı tehdit edecek bir seviyeye ulaşmadan kontrol altında tutmaktır. Yani amaç panik değil, bilinçli bir hijyen rutini oluşturmak. Haftada bir çarşaf değiştirmek ya da yastığımızın son kullanma tarihini bilmek gibi basit alışkanlıklar, aslında sağlığımız için yaptığımız küçük ama değerli yatırımlardır. Özellikle evde alerjisi, astımı veya bağışıklık sistemi zayıf biri varsa, bu basit önlemlerin önemi kat kat artıyor. Bilgi, en iyi dezenfektandır.